top of page
Manisa Emek, Demokrasi ve Barış Platformu: Hukuksuzluğa alışmayacağız
08:13

Manisa Emek, Demokrasi ve Barış Platformu: Hukuksuzluğa alışmayacağız

Manisa Emek, Demokrasi ve Barış Platformu, HDK operasyonuna, gözaltılara ve artan baskılara tepki gösterdi.Manolya Meydanında yapılan açıklamada, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Kayyum darbedir darbelere hayır” sloganları atan kitle, “Baskılar, yasaklar, tutuklamalar ve kayyımlara son verilsin, işçilerin emekçilerin ve halkın birleşik mücadelesi kazanacak” pankartı açtı. Açıklamayı okuyan Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Mehmet Ramazan son bir hafta içerisinde yaşananları hatırlatarak, “ İstanbul’da CHP Belediyelerine yapılan operasyonlarda seçilen belediye meclis üyeleri ve başkan yardımcıları dahil olmak üzere 10 kişi tutuklandı. * Aynı gün Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan’ı Abdullah Zeydan’a 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. * 2 gün önce Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atandı. * Antep OSB İşçilerinin direnişi Antep Valiliğinin 15 günlük eylem yasağıyla engellenmeye çalışıldı. * Dün BİRTEK-SEN Genel Başkan’ı Mehmet Türkmen Antep OSB İşçi Direnişlerinin bir parçası olduğu için tutuklandı. * Aynı gün Tatvan Belediyesi Eş Başkanı Mümin Erol gözaltına alınıp, ifade işlemini ardından serbest bırakıldı. * Yine dün Van’da irade gaspına karşı direndiği için gözaltına alınan 20 kişi tutuklandı. * Gezi Eylemleri gerekçesiyle tutuklanan Ayşe Barım tahliye edilmesine rağmen yapılan itirazla tutukluluğuna devam kararı verildi. * Bugün de 52 kişi gözaltına alındı” “Gözaltılar derhal serbest bırakılsın” Ramazan, “Patronların, zenginlerin ve onların temsilcisi siyasi egemenlerin çıkarını koruyan, biz milyonları ise sefalet düzenine hapsetmeye çalışan bu sömürü çarkı, en acımasız şekilde işlemeye devam ediyor. Müvekkilini savunan avukatın, haber yapan gazetecinin, hakkını arayan işçinin, özgürlük isteyen kadının, eşitlik isteyen Kürdün, Alevinin ya da okuluna gitmek isteyen öğrencinin karşısına polis, yargı, cezaevi ve baskı düzeni çıkıyor” diye konuştu. Birleşik mücadele çağrısı yapan Ramazan, “Artık yeter! Sefalet ve sömürü düzenine mahkum edilmek istenenler olarak, en az bu zulüm düzenini kuranlar kadar kararlı ve onlardan daha örgütlü davranmak zorundayız. Türkiye’nin dört bir yanındaki tüm muhaliflere, sosyalistlere, demokratlara, emeğin, özgürlüğün ve adaletin sesine kulak verenlere, böyle gelmiş ama böyle gitmez diyenlere sesleniyoruz: Omuz omuza verelim, karanlığa mahkûm olmadığımızı gösterelim. Hiçbir hakkımızın gasp edilmesine alışmayacağız” dedi.
1500 LİRA ve 5000 LİRA ÇOCUK YARDIMI
03:46

1500 LİRA ve 5000 LİRA ÇOCUK YARDIMI

Sendikal örgütlenme mücadelesinin, ücretlerin, sendikal yetki meselelerinin, maaşların düşüklüğünün tartışıldığı bir anda kadın bir işçi şöyle bir haber paylaştı: “Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: Yeni evlenenlere faizsiz kredi, ilk çocuğa 5 bin TL doğum yardımı!” Kadın, paylaşımına şöyle de bir not ekliyor: “Bu ülkede kafayı yiyicem ben!” Kadına “Ne oldu da kafayı yiyorsun” demeye hazırlanırken haberin içeriğini okuma şansım oldu. Haberi okuyunca da kadını bırakıp kendi kendime telkinlerde ve açıklamalarda bulunma ihtiyacı duydum. Haberi duyduğu andan yola çıkarak Evrensel Gazetesi yazarı Arif Nacaroğlu da dün köşesinde bu konuyu işlemiş. Olduğu gibi aktarıyoruz: İkinci Çocuk Sabahın köründe telefonum uzun uzun çaldı. Önce alarm sandım, kapattım. Israrla çalmaya devam edince açtım, arayan kardeşim. Sanki bütün gece hiç uyumadan sabahı iple çekmiş sesiyle fısıldadı. “Gördün mü? Ben senden 3.33 kat daha değerliymişim.” - Değerlisin elbette. Ama 3.33’ü nasıl hesapladın? Mübarek bir rakama benziyor. “Cıvıtma. Sadece ben değil, ablam da senden değerliymiş, hem de aynen 3.33 kat.” - Hafazanallah. Yani sen bütün gece oturup değerlerimizi mi hesapladın? Aşk olsun doğrusu. Sabah sabah iyi oldu. “Dur, hemen beni suçlama. Hesabı yapan ben değilim, devlet. Ya da devletli. Şimdi, ablam ilk çocuk değil mi? - Evet “Sen iki.” - Eeee “Ben 3. Reis ne dedi? İlk çocuk ablamın değeri 5 bin. Senin 1500, benim 5 bin. Arada kalanın canı çıksın” dedi ve kapattı. Sonra uyu uyuyabilirsen. 5 bin lira için kim çocuk yapar? Kur korumalıda milyonu olan mı? Tatlı ihale alan hırsız ve komisyoncu müteahhitlerin çocukları mı? Mala çökmeyi meslek edinmiş eşkıya mı? Onlar için 3-5 bin lira bir öğün yemek parası bile değil. Teşvik(?) fakir fukaraya, işsiz gence, asgari ücretli çalışana. Zamanı geçmemiş ise emekliye. Neden? Nüfus yaşlanıyor. Tepede değil ama aşağıda, tarlada, fabrikada, askerde, yedekte genç insana ihtiyaç var. Tıpkı ham madde ihtiyacı gibi. Ayda 5 bin lira ile artık bu çocuk ne yer, ne içer, ne okur, sanayi girdisi olarak MESEM projesinde ne öğrenirse. Şimdi zengini teşvik etmek istese pastadan pay azalacak. Zenginin azı, mümkünse teki iyidir. Yoksul çok olmalı. O kadar çok olmalı ki, parçalara bölünüp birbirlerini yiyebilsinler. Onların hareketi, zengine bereket. Yazdım.
Manisa Schneider Electric işçileri düşük zam oranına karşı fabrikanın önünde direnişte
04:38

Manisa Schneider Electric işçileri düşük zam oranına karşı fabrikanın önünde direnişte

Manisa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Schneider Electric fabrikasında 13 Aralık Cuma günü greve çıkan işçilerin grevi cumhurbaşkanlığı kararnamesi çerçevesinde milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu iddia edilerek 60 gün süre ile ertelemeye karar verilmiştir. Patron sendikası MESS ve Birleşik Metal İş arasında sürmekte olan Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin MESS yüzde 40 zam dayatmasında bulunması ertesinde Hitachi, Grid Solution, Schneider Electric, Arıtaş Kriptojenik işçilerin farklı tarihlerde çıktıkları grev ile tepkilerini duyuran metal işçileri grev yasağının ertesindeki ilk iş gününde fabrika önünde saat 07.15'te buluşarak kararlılıklarını MESS'na gösterdi. Zafer direnen emekçinin olacak ve Schneider işçisi direnişin simgesi sloganları eşliğinde grev ateşi yakan işçiler grevin tam katılımla sürdüğünü ve sonuna sürdüreceklerini belirtti. BMİS Manisa Şube Başkanı Murat Gözlükavak: Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile grevimiz yasaklandı ama biz grev yasağını tanımayacağımızı toplu sözleşme masasında da söyledik. MESS işveren sendikası Türkiye'de ücretleri baskılandırması ile ilgili bir politika yürüttüğünü düşünüyoruz. O yüzden bizim MESS' karşı verdiğimiz mücadele ciddi şekilde büyüdü. Ağustosta başladığımız toplantılarda yüzde 18 gibi bir zam teklif etti. 5-6 görüşme sonrasında da en son yüzde 40 dolayında bir teklif sundu. Buradaki arkadaşlarımız bu fabrikada 20 yıldır çalışan arkadaşlar 37-38 bin civarı bir ücret ellerine geçiyor. aldığı bu ücretler ile işçiler geçinemiyor. Bu ülkede açlık sınırı 30 binlerde yoksulluk sınırı 70 binin üzerinde. bu ücretler Schneider işçisine yakışmıyor. İşçiler kararlı, mücadelemizde kararlıyız, işçi arkadaşlarımız sendikasına güveniyor ve inanıyoruz ki bu mücadele başarı ile sonuçlanacağına inanıyoruz. BMİS İzmir Şube Başkanı Evren Aktürk: Maalesef siyasi iktidar yine işçi düşmanı bir politika ortaya koyarak Schneider Electric işçileri ve MESS sözleşmesi kapsamında greve çıkan işçilerin mücadelesin engelleme eğilimi gösterdi. daha önce anayasa mahkemesi kararları var grev anayasal bir haktır. grevin yasaklanması söz konusu değildir. biz bu mücadeleye sadece MESS kapsamında bir olay olarak bakmıyoruz. bu karar birçok fabrikada verilecek toplu sözleşme mücadelesini etkileyeceğini düşünüyoruz. mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir
EMEK VE SÖMÜRÜ KENTİ MANİSA - 3
13:51
bottom of page